Bankacılık toplumsal algısı ve CV görünürlüğü açısından iyi bir başlangıçtır. Akbank'da bu sektörün 4 büyüklerinden biri olarak kurumsal bir şirkette çalışma deneyimini size yıllık motivasyon toplantıları, eğitim programları ve insan kaynakları tarafından size çizilen kariyer yolu ile göstermektedir.

Bankayı ve yaptığınız işi tanıyacak kadar zaman geçidiğinizde bankanın kurumsallık politikasının ayın son günü maaşınızın hesabınıza yatacağından emin olmaktan öteye gitmediğini görüyorsunuz. Genel Müdürlük şube müdürlerine sınısız bir yetki tanıyarak onların çalışanlarına mobbinge varan davranışlar sergilemesine müsaade etmekte, şikayet etmeniz halinde uyumsuz personel algısıyla karşılaşmaktasınız. Çalışma saatleri, izin hakları, mazaret bildirimleri, kılığınız kıyafetinize kadar her şey müdürünüzün iki dudağının arasında ve yıl sonunda vereceği performans notu kapsamındadır. Eğer "şanslıysanız" insaflı ve vicdanlı bir müdürle çalışmaya başlar ve birkaç yıl bu işi sevdiğinize kendinizi inandırırsınız. Ancak her şehirde bu müdürlerden sadece birkaç tane olduğunu ve bir şubede maksimum dört yıl çalışabileceğinizi öğrendiğiniz gün, bir başka şubede uğrayacağınız haksızlıklara adım adım yaklaştığınız gündür.

Çalışanlarla iletişim kurmayı lütfen çeyrek devresonlarında yaptığınız telekonferanslardan ve binlerce kişiyi bir salona toplayarak zorla şarkı söylettiğiniz motivasyon toplantılarından ibaret görmeyin. Şubelerden gelen şikayetleri lütfen dikkate alın ve her zaman her koşulda ve sadece müdürlerin haklı olabileceği yönündeki düşüncenizden kurtulun. İnsan kaynakları politikanızın temelini neden bu kadar istifa eden personeliniz olduğu üzerine kurun. Çalışanlarınızı kurumunuzda tutabilmek için onlara değer verdiğinizi maaş politikanızla gösterin. Müdürlerinden izin alamadıkları için hiçbir zaman kullanamadıkları sağlık yardımı maalesef hane bütçesine yansımamakta.