iş / yaşam dengesi iyi. Haftalık çalışma saatlerinin dışına çıkılmasına gerek kalmıyor ki Türkiye'de ender bir durum.

Maaşlar, maaşlar, maaşlar!.. Arçelik kendi klasmanındaki firmaların maaş politikalarına bakmıyor. Siemens, Bosch, Schneider vs. orada aynı kalibredeki arkadaşlar Arçelik'tekilere nazaran oldukça fazla kazanıyor. Arçelik çalışanlarının sağladığı katma değerler eminim daha fazladır, ama bu durum maaş politikasında dikkate alınmıyor.

Teknolojik yatırımlar geri planda. Vestel bile baz teknoloji yatırımları yapıyor, batarya ve IC tasarım şirketleri satın alıyor, know how'ını genişletmek istiyor Arçelik ise garanticilik yaptığını sanarak riskli yatırımlardan uzak duruyor. Bu tutumları ilerde firmanın karlılığını bitirdiğinde ne yapacaklar merak ediyorum. Teknolojik trendlerin nereye evrildiğini okuyamıyorlar.

Yönetim kademesindeki terfiler, teknik terfilerden hızlı oluyor. Bu çok ama çok absürd bir tutum. Normalde tam tersi olması gerekir. Yönetim kademesinde alınan stratejik kararların şirkete etkisini ölçümlemek 5 - 10 seneler alır. Ama kritik kararları alan yöneticiler, aldıkları kararların sonuçları irdelenmeden terfi alıyor. Teknik ekibin aldığı kararların sonuçları ise sene içinde görülebilirken teknik anlamda terfi daha zor oluyor. Arçelik'in bu konu üzerine acilen yoğunlaşması gerekiyor. Bu durum yöneticileri, en risksiz kararları alıp terfi beklemeye itiyor. Bu herkes tarafından bilinen bir durum olduğu halde yıllardır devam ediyor.

Yönetim kademelerinde terfi sürelerinin uzaması gerekiyor. Bahsettiğim gibi alınan kararların çıktılarının incelenmesi için yeter süre kadar en azından terfi alınmamalı. Ve bu süre orta düzey yönetimin üzerinde en az 5 seneden başlıyor. 3 senede bir terfi alma sisteminin acilen bitmesi gerekiyor.